Mehmet Nuri ÇANKAYA Blog 
21.09.2006
Hindistan Gözlemleri -2
İlk yazımda Yeni Delhi’ye varış ve otobüse binişle ilgili kısma değinmiştim. Kaldığım yerden devam ediyorum; otobana girdik. Otoban diyence akla geniş yollar akla geliyor ama Hindistan’da tam tersi, dar yollar, yollardaki “Horn please” yazıları sonucunda ortaya çıkmış müthiş korna sesleri. İlk yarım saat düşündüm neden korna çalınıyordu diye ama sonrasında yolda insan, bisiklet, motorsiklet, rickshaw ve diğer tüm araçlar o kadar içiçe gidiyorlardı ki birbirlerine çarpmamak için elleri sürekli kornadaydı, işin ilginç yanı yol açık olsa da korna çalıp yavaş gidiyorlardı, tam bir öğrenilmiş çaresizlik örneği. Trafik tıkandığında etrafınızı yılan oynatıcıları sarıyor, çaresiz kobralar müziği duymasalar da çalınan müzik aletinin hareketlerini takip ediyorlardı. Gördüğüm en iyi pazarlama örneklerinden biri ise (ben buna mecburi pazarlama dedim), otobüsten indiğinizde yılanı boynunuza doluyorlar, düşünürseniz 10 saniye içinde vücudunuza dolanmış olan bir kobra oluveriyor. Korkudan bu tür bir pazarlamaya mazur kalan turist donakalıyor, yılan oynatıcısı ise sizden para istiyor yılanı boynunuzdan almak için. Çok ilginç bir ülke Hindistan; bence hayatta bir defa gidilmeli, çok beğenirseniz ikinciye de gidebilirsiniz tabiki. Peki diyeceksiniz ki Hindistan neden bu kadar dünya gündeminde? Hindistan’ın henüz %40’ında elektrik yok ama tam 15 yıl once %60’ında elektrik yoktu, yani %20’lik bir artış dünyanın en büyük nüfusuna sahip Hindistan’da büyük bir olay. Şuan Amerika’da bir McDonald’a gidip Drive-In kısmından sipariş vermek istediğinizde karşınıza çıkan kişinin Hindistan’da olan bir hintli olduğu biliyor muydunuz?
|
 |
|
Artık servis pazarı da outsource olarak sunuluyor. Hindistan’da çok büyük yazılım evleri dışında birçok küçük 10-15 kişilik yazılım evleri var. Hiç küçük bir tekstil atölyesi gördünüz mü bilmem, Rus yapımı eski bir tekstil makinesi çalışır sürekli, ortam biraz dağınık ve küçük bir fabrika izlenimi vardır, işte Hindistan’da bu şekilde olan yüzlerce yazılım evi var. Meşhur site www.rentacoder.com adresine girecek olursanız, 100$’a dev projeler yapacak birçok Hintli veya Pakistanlı bulabiliyorsunuz. Milliyet gazetesinde ropörtajımda bu yüzden “Türkiye Hindistan Olmamalı” dedim, bizim amacımız Türkiye’de kalitesiz üretim yapmak, ucuza çözüm üretmek olmamalı. Amacımız günü kurtarmak değil, uzun vadeli stratejilerle Türkiye’de dikey sektörde nasıl yazılımlar geliştirebileceğimiz olmalı. İsrail bunu yaptı, güvenlik yazılımı dendiğinde ilk akla gelen ülke onlar. Türkiye’deki 3 milyar dolarlık yazılım pastasının 1 milyar dolarını sadece Havelsan tek başına yapıyor. Türkiye’den Havelsan gibi bir şirket çıkartmış olmakla ben bir Türk olarak inanın çok gurur duyuyorum. Niş işler yapıyorlar, belirli konularda çok uzmanlar ve uzmanlıkları sayesinde 5 milyon dolar bütçeden aşağıda olan projelere girmiyorlar bile. Türkiye’nin Havelsan gibi çok dikey alanlarda uzmanlaşarak, bu bilgi birikimini gitgide düzleşen dünyada pazarlayacak şirketlere ihtiyacı var. Devamı gelecek…
|
Etiketler:
Kategori :GeziYorum
@23:29, Mehmet Nuri ÇANKAYA | Yorum Oku (0) - Yorum Yaz
Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış
|
|